le brief


şöyle düşünün elinizde çeşitli yemek malzemeleri var. günün sonunda yemeğin ağzınızda nasıl bir tat bırakmasını istediğinizi biliyorsunuz ama bunu hangi yemek sağlayacak, hiç bir fikriniz yok. işte brief vermek o tadı tariflemekten farksız.

eğer spesifik olarak ne yemek istediğiniz biliyorsanız, örneğin “şehriyeli bulgur pilavı” gibi, bu brief vermek değil; bana güvenin.

internette onlarca brief formatı bulabilirsiniz. ben de ofiste bir benzerini kullanıyorum. detay gerektiren bazı işler için faydalı oluyor, bu bir gerçek.

ama iyi brief vermek istiyorsanız ve revize savaşlarından yıkılmış çıkmak istemiyorsanız dikkat etmeniz gerekenler var.

KONUŞUN!

evet, konuşun. yüzyüze ya da telefonla, hiç fark etmez. ne istediğinizi bir de sesli anlatın. bir tane e-mail atıp ortadan kaybolmayın.

hızlı iş yapacağız diye kendinizi kaybedip iki üç satırlık açıklamaların arkasına sığınmayın. konuşmak için harcayacağınız ekstradan bir saat sizi günler sürebilecek revize savaşlarından kurtarabilir.

ÖRNEKLEYİN!

size başka işleri çalın demiyorum – hatta vurguluyorum “çalmayın” ; fakat kafanızda beğendiğiniz örnekler varsa – neleri beğendiğinizi söylemek kaydıyla – paylaşın. bazılarınız iki örnek gönderip ajansın neyi neden beğendiğinizi çözmesini bekliyor, beklemeyin.

AÇIK OLUN!

bazı projeler yapısı gereği belirsizliklerle dolu olabiliyor. ya da nasıl bir yöntem izlemeniz gerektiğini bilmiyor, işin içinden çıkamıyor olabilirsiniz.

ajansın karşısına geçip ukala tavırlarla ahkam kesmek yerine projedeki eksik noktaları, kafanızdaki soru işaretlerini paylaşın. bu konuları nasıl çözebileceğinizi bilmiyorsanız ajanstan destek isteyin.

son olarak…

nedense canım ülkemde herkesin her şeyi bilmek gibi bir özelliği var. bazı insanlar – örneğin ajans – sizden daha iyi daha yaratıcı çözümlerle gelebilir, bu KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL. bunu kabullenin.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir