olmuyor


okuduklarımı, yapacaklarımı, yaptıklarımı, aranacakları, yazdıklarımı unutmamak için onlarca program denedim, deniyorum.

ama bir türlü kağıt kalemin yerini tutmuyor.

bugünlerde doğanlarda gelecekte durum nasıl olur bilemiyorum. kağıt kalemsiz yaşamaya benim gibilerden daha alışık olurlar mı acaba?

nesil farkı diyeceğim, aklıma ilber ortaylı geliyor. kendisinin yazılarını hala daktiloda yazdığını okumuştum bir yerlerde.

bende de var bir daktilo; geçen gün kullanmaya kalktım ve parmaklarım biraz acıdı itiraf etmeliyim ki [yine de daktilo evin baş köşesinde duruyordu masa lambasının altında romantik bakışlarla].

yazı yazmaya kalkıyorum bu sefer işin içine kağıt seçimi, kalem seçimi giriyor. tam her şey ne kadar da güzel yerine oturdu derken daha güzel defterler, daha güzel kalemler görüyorum aklım gidiyor. fakat aklım öyle bir gidiyor ve o defterler kalemler öyle yerlere dağılıyor ki günün sonunda kendimi migros’tan alınma a4 kareli yapraklı deftere firma logolu tükenmez kalemle yazarken buluyor, kendimden tiksiniyorum.

oysa çok güzel dolmakalemlerim, defterlerim var benim. fakat o defterler o kalemlerle güzel yerlere gidemiyor.

not: en son çılgınlığım şu kickstarter projesini desteklemek oldu. umarım kalemlerim 2016 yılı bitmeden gelecek. ve söz bu sefer onlara çok iyi bakacağım!


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir