elimizdeki “ülke”yi az çok biliyorsunuz ve bazen iş bulmuş olmak için sevmediğimiz işlere girip çalışmak zorunda kalabiliyoruz; bu nedenle çoğu iş görüşmesinde işi ne kadar istediğimizi coşkuyla anlatırken “aslında ben bunu istemiyorum” diye içeride bağrınan kişiyi susturmaya çalışıyoruz.
üzerinde konuşmak istediğim şey bu değil. bu tamamen kişisel bir durum ve ben de ilk işime ayıla bayıla girmemiştim (sonradan işin kendisini sevdim – o ayrı).
bu yazıyı gayet olumsuz yazabilirim ve birilerini yerin dibine de sokabilirim ama bunun kimseye bir faydası olmayacak. bu nedenle iş görüşmesinde dikkat edilmesi gerekenler listesi yaptım; aklıma başka fikirler geldiğinde eklerim.
kılık kıyafet vb. kurallara takılan biri değilim, listede böyle şeylere yer vermedim. önemseyen şirketler de vardır ama gerçekten iyiyseniz ve görüştüğünüz şirket bu detaylara takılacak kadar ahmaksa, bu sizin probleminiz değil zaten.
başlayalım bakalım…
- daha basit bir kural yok; iş görüşmesine gittiğiniz şirketi tanıyın.
size swot yapın, pazar stratejisini analiz edin demiyorum.
açın şirketin web sitesine, sosyal medya kanallarına bakın, olmadı ekşi sözlük’e girip bakın, bu da olumlu yahu…
görüşeceğim arkadaşın cv’sine bakıyorum, iş deneyimlerine bakıyorum ama gelen kişi şirketin ne yaptığından bihaber.
bir de gülümseyerek “bakamadım, vaktim olmadı” demesi yok mu… dürüstlük için +1 – geri kalan her şey için eksi puan.
- özgeçmiş ne kadar tutarlıysa size o kadar inanıyorum
özgeçmişe “x müdürü” ya da “x koordinatörü” diye yazmak havalı olabilir, altına madde madde açıklamalar da gelmiş olabilir (en çok da üniversite klüplerinde çalışan gençlerimizin benimkinden uzun title’larına hastayım) ama mezuniyet sonrası hemen x firmasının bölge müdürü olarak sonraki sene y firmasının pazarlama müdürü olarak çalışmış birinin gelip bayide araba satışçısı olmak için başvurması fazlasıyla ilginç bir kariyer değişimi olarak görünüyor ve çoğu zaman inandırıcı durmuyor (ki evet gerçek bir anı).
eğer ciddi anlamda bir kariyer değişimi yapmayı istiyorsanız da önyazınızda bunu anlatın ve soru işaretlerini ortadan kaldırın.
bir de not; iş değişimleri arasında boşluk olabilir ama bunları açıklamadığınızda o boşluklar konusunda karşınızdaki insan şüpheye düşüyor. her şeyi geçtim, bir ay çalışıp gidecek mi diye kuruyorum kafamda.
- iş görüşmesi karşılıklı bir seçim
mülakatlarda (eğer benimle çalışılacaksa) iyi – kötü huylarımı sayarım. nelere takıldığımı – neleri önemsemediğimi – sorunlu alanlarımı da anlatırım. karşımdan daha hiç duyamadım.
- bize ne katabilirsin?
bu klasik ve saçma insan kaynakları sorularından biri gibi görünüyor ama ÖNEMLİ. ben kendimi anlatıyorum, sana neler öğretebileceğimi, bu şirketin neler katabileceğini anlatıyorum ama senden bir karşılık gelmiyor. sabah 9 akşam 6 sana verilen işleri yapmakla gününü geçirebileceğine inanıyorsan üzücü & sıkıcı bir durum.
- kitap okumak hobi değildir (tabii ayda en az 15 kitap okumuyorsan)
hobi olarak astroloji yazın, inanın daha anlamlı.
iş görüşmelerinde çok ikircikli sorular sorup karşımdakini sıkıştırmam ama bunu yapan tanıdıklarım var. hatta bir tanesi karşısındaki adaydan son okuduğu kitabı öğrenip oradan bir soru soruyor. aday bir şeyler anlatıyor kendinden emin bir şekilde. arkadaşım bana kitapta öyle bir bölüm olmadığını söylemişti.
- enerjini yüksek tut (akşamdan kalma bile olabilirsin ama içeride bir yerlerde bir canlının varlığını görmek istiyorum)
karşınızda o işi istediğini söyleyen biri var ama ses tonunda ya da beden hareketlerinde en ufak bir değişiklik yok. sen kendine inanmıyorsun, biz neden inanalım?
ben de iş hayatının başlarında kendimi beden diliyle anlatırken zor zamanlar yaşadığım için biliyorum; karşımdakine şunu söylerdim mesela… “şu an inandırıcı gelmediğimi düşünebilirsiniz” derdim, “ama gerçekten bu işi istiyorum ve elimden gelenin en iyisini yapacağımdan emin olabilirsiniz”.
eksik noktanı diğer yönlerinle kapatmaya çalışabilirsin. kimse dünyanın en büyük şirketine ceo da aramıyor, karşında bir yatırımcı grubu da yok, canlı yayında da değilsin. rahat ol. ve gerçekten o işi istiyorsan belli etmenin bir yolunu bul.
- ve son: “inanmıyorsan görüşme”
şirketin yaptığı işlere inanmıyorsanız o zaman baştan görüşmeyin. aday, buzdolabı yapan bir firmayla “buzdolabı kullanmıyorum çünkü saçma” diyerek görüşmeye başladığında bedenen o odada kalsam da beynimin içinde başka bir yerlere gidiyorum.
iş hayatı yeterince zor. bir de sevmediğiniz işlere girmeye çalışarak ya da o işlerde tutunmaya çalışarak kendinize yazık etmeyin.
Bir yanıt yazın