insan olmak…


size bugün engin geçtan’dan bahsedeceğim.

geçtiğimiz sene bu dönemlerde olsa gerek, bir arkadaşım engin geçtan’ın “insan olmak” kitabını önerdi. yanında “bak oku mutlaka, muazzam” vb. şeyler de demiş olabilir, hatırlamıyorum. bir başka arkadaşım daha okumuştu o dönemlerde (zaten sonrasında üçümüz kendimize şaka yollu bir engin geçtan fan club kurduk).

çok da uzatmayacağım, kitabı hemen okudum. sonra gittim 14 kitabını daha aldım engin geçtan’ın. insan olmak ve bir kaç kitabını da yaklaşık 15-20 kişiye hediye ettim.

engin geçtan’ı bu kadar sevmeme neden olan şey neydi? çok iyi bir psikiyatrist olup olmadığını inanın bilmiyorum, çok çok iyi bir yazar da değil (bana kızabilirsiniz). ama her kitabında, kendime dair, içinde yaşadığım topluma dair çok şey buldum. okudukça kendimi, hayatımı daha iyi anladım.

dün gece ölüm haberini aldıktan sonra twitter’a şöyle bir şey karaladım “tanırsınız tanımazsınız ama bilin istedim. bu topraklardan büyük bir adam, engin geçtan göçüp gitti. hayatıma da dokundu geçti…”

tanımaya değer kimler kimler geçti acaba yanı başımızdan. ama bazı insanlar ise – nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde – gelir hayatınızın ortasına oturur.

yanı başımdaki kitaplara bakarken düşünüyorum bir yandan; sanıyorum bugünümle dünüme baktığımda gördüğüm değişiklikte engin geçtan’ın payı çok büyük. hayatımıza dokunan herkes bir iz bırakıyor hiç şüphesiz ama nedendir bilinmez bazıları unutulmaz oluyor.

kendisi hiçbir zaman bilmeyecek olsa da kendisine her şey için teşekkürler.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir