baştan uyarayım; gayet önyargılı bir yazı okuyacaksınız.

mark zuckerberg, facebook kurucusu ve nam-ı diğer “insanlığın en büyük birleştiricisi” yayınladığı manifestoyla oldukça gündem yarattı (türkiye’de gündem üzerine gündem olmasının yanı sıra çok da uzun bir içeriğe sahip olduğundan burada pek dikkat çekmediğini söylesek yeridir).

zuckerberg, uzun zamandır dünyayı kurtarma rolünü üstlenmeye hazır olduğunu bize çeşitli yollarla anlatmaya çalışıyordu;  yayınladığı manifestoyla da bunu gözümüze sokmuş oldu.

aslında manifestoyu okuduktan sonra “aslında adam haklı beyler; dünyanın dört bir yanındaki insanları birbirine bağlayarak yeni, harika, açık ve şeffaf bir dünya kurabiliriz” diye düşünmeniz oldukça olası.

ama ama ama…

mesela aşağıdaki paragraflara bir göz atalım; bakalım zuckerberg neler diyor; “bugünün tehditleri küresel seviyede artıyor ama altyapı bizi koruyamıyor. terörizm, doğal felaketler, hastalıklar, göçmen krizleri ve iklim değişimi dünya çapında bir bakış açısından koordine edilmiş tepkiler gerektiriyor. hiçbir ulus bunları yalnız çözemez.”

screenshot-at-feb-22-15-23-00

sonra devam ediyor “istediğimiz dünyayı hemen yaratabilecek bir gücümüz olmayabilir ama uzun vadede çalışmalarımıza başlayabiliriz. günümüzde facebook olarak yapabileceğimiz en önemli şey;  hepimizin işine yarayacak bir küresel topluluk oluşturmaya olanak sunacak sosyal altyapıyı geliştirmek.

screenshot-at-feb-22-15-00-49

manifestonun kalan kısmında da güvenli, bilgi veren, kapsayıcı vs vs vs topluluklar kurmanın öneminden ve bunların nasıl kurulabileceğinden bahsediliyor.

dünyadaki mevcut düzenin, kar amacı gütmeyen kuruluşların dahi yetersiz olduğunu savunan zuckerberg’in bunların karşısına koyduğu alternatif  “facebook”.

facebook nedir? bir sosyal medya ağı mı? yoksa kullanıcılarını dikkatle inceleyen, takip eden, yine onlar üzerinde neden yapıldığı belirsiz sosyal deneyler yürüten, kar amacı güden bir ticari şirket mi?

elinde milyarlarca insana ait veri bulunduran ve bu verileri nasıl kullandığı soru işaretleriyle dolu bir sosyal medya şirketinin dünyanın avukatlığına oynaması sıkıntılı.

elbette zuckerberg elindeki gücü kullanmak isteyecek; burada ilerleyen yıllarda abd başkanı olabileceği bile konuşulan birinden söz ediyoruz ama kendisinin planları hayata geçerse hayatımızın önemli bir kısmını kendimizi özgür sandığımız bir hapishanede sürdüreceğimizi düşünmekten kendimi alamıyorum.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir